7 Şubat 2017 Salı

Hâl-i pürmelâl (?)

Bu defa farklı olacak diye başladı... İyi gidiyordu, öyle de devam etmeliydi.

Gerektiği kadar değer verecekti her şeye, herkese. Olması gerektiği kadar.

Sorgulayacaktı yine. Fazla değil, olması gerektiği kadar. Zihnini bulandırmayacak, bir kısırdöngüye girmeyecek kadar yanıt alsa sorularına kafi. Her şeyi bilmek zorunda değildi hem.

Devam edecekti. Kendini parçalayana kadar değil ama. Kararında, kararlılıkla. Oldurabildikleriyle geldi bu zamana kadar. Olduramayacaklarıyla da yaşamayı öğrendi neticede.

Boşverecekti. Her zaman değil. Gerektiğinde. Her daim boşverilecek zamanlara ramak kalmıştı belki.

Unutacaktı. Hayatını idame ettirmek için hatırlaması gerekenler dışındakileri... Hiçbir şey olmamış gibi.

Vazgeçecekti. Olduğu kadar, olmadığı kader anlayışıyla... Gizlinin aşikar edildiği o anda gözlerindeki yaşlar nasıl vazgeçtiyse güvenli yuvalarından, öyle vazgeçecekti.

Duracaktı. Bu defa akışına bırakabilmeyi umuyordu. Usulca gardını düşürdü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder