2 Ocak 2013 Çarşamba

"Kendimden Notlar"dan "Kendime Notlar"a

Nostalji yapıyordum da yine... Eskiden yazıyormuşum bayağı, onu fark ettim. Sinirlenince yazmışım, sevinince yazmışım, üzülünce yazmışım... Her şeyi yazmadım hiçbir zaman, o kesin. Ama birçok şeyi yazmışım. Topuklu ayakkabı giymişim, sakızımdan çıkan fala kahkahalarla gülmüşüm, üniversitemin otomasyon sistemine sayıp sövmüşüm, hukuk çevirisi ödevlerinden dem vurmuşum, kahve fallarımda -mümkünse uzun- yollar aramış ama bulamamışım, rüyalar-kabuslar görmüş, milyon tane uçuk çıkarmışım, projemle büyük bir aşk yaşayıp teslim tarihinin yaklaştığı zamanlarda onunla sabahlamış ama yine de onu sevmekten hiç vazgeçmemişim, bol bol şiir okumuşum, öğretmenlik formasyonu stajında anlattığım dersi babama ithaf etmişim, eşzamanlı çeviri kabininde neler neler saçmalamışım, babamın greyderine beş tur binmişim -baba mesleğini devam mı ettirsem acaba?-, sunumlar yapmışım, sunumlar dinlemişim, sunum dinlemek için Hacettepe Üniversitesi'ne bile gitmişim, sınavları "fazlasıyla" önemsemişim, sinemalara-tiyatrolara gitmişim ve nihayet mezun olmuşum. Sonrasında o kadar yazmamışım ki şimdilerde "Yazını gören cennetlik" diyen de var, "Yüzünü gören cennetlik" diyen de. Bir süredir kabuğuma çekildim çünkü. Örgü örmeye de başlayacağım. Arz ederim.

29 Kasım 2011'de -kim bilir hangi olay ya da ne üzerine- tam da böyle yazmışım:
"Hayallerin ne kadar büyükse, hayal kırıklığın da o kadar gürültülü olur." Kendime not: İnsanları gözünde büyütme. Asla 'asla' deme. Başkalarını üzmemek için üzülme. Unutma ki asla kimseyi tam olarak tanıyamayacaksın ve kimsenin seninle ilgili ne düşündüğünden emin olamayacaksın. Fuzûlî demiş ya: "Sevmek daha değerlidir çünkü sevdiğinden emin olabilirsin ama sevildiğinden asla emin olamazsın." Sev ama hobi olarak sev senin anlayacağın. Karşılık beklemeden.

Benim hiç yeni yıl kararlarım olmadı. Hep kendime notlarım oldu ama, uygulanabilirliğine bakılmaksızın. Buradaki notlara da birkaç ekleme yapmak istedim sadece. 
Fazla konuşma. Bırak onlar konuşsun ama sen ihtiyacın olan kadarını duy. Kızma, elbet vardır her şeyin bir sebebi. Sen bol bol yaz, kendinle konuş. Biraz da unut, her şeyi en ince detayına kadar hatırlamak zorunda değilsin. Ve korktuğun zamanlarda umutla tekrarla: Aal izz well

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder